SİZLER VE RAFİNE ZEVKLERİNİZ İÇİN


3 Mart 2017 Cuma

girizgâh, çıkızgâh

iki adet soğan başı
otuz falandı yaşı
çok sevdim vaktiyle
al, dert diye sırtında taşı

spor yaptım azalttım aşı
baktım, gözlerim de şaşı
doktora gittim haliyle
seven takmaz dedi gözü kaşı

bir ay sürdü benim spor uğraşı
sonra saldım tabii götü başı
uyudum rüyama girer diye
gülüşü, bakışı, bacakları kırışı

kilo alınca şort sıktı apışı
çok başarılıymış ekler yapışı
gelin olur muydu bizim köye?
fark ettim ki bu bir statü yarışı

duydum çok severmiş nakışı
bir başkaymış iğneyi eline alışı
aradım nakış için bir kursiye
ellibeş kağıt verecektim haftabaşı

sıkılınca bıraktım hemen nakışı
dizel aldım azalsın diye yakışı
dostum üsteledi- bu cakan kime
büyük göttür insanın yakın arkadaşı

dünyaya bedeldi bana bir bakışı
öğrendim onun için oturuşu kalkışı
dizelimle gittim yaşadığı mahalleye
göz göze geldik, kaptım o bakışı


ne gün kalktı babasının naaşı
o gün içtendi elimi sıkışı
akabinde girdik dünya evine
dindi abazalığımın son yakarışı

evlenince tekrar dayadı aşı
üstüne içtik blaşı
başladı patikler örmeye
pirinçten ayıklardı hep taşı

vakit geçti, arttı bağırışı
her kusurumu başıma kakışı
istekli değildi benimle ölmeye
eksikti narenciyeyi tartışı

kavga ettik, aldı eline taşı
seviyormuş arkadaşım ulaşı
nasıl diyeceğim dedim elaleme
bilmiyormuş, bundanmış telaşı

dağıttım saçı başı
avukata gömdüm maaşı
gönül razı değil maaşı gömmeye
dedim bu ne biçim bir iş branşı

bırakacaksın kadın tıraşı
hakime güzel görünme uğraşı
ömrümü vakfetmişken sevmeye
görecektik beraber altmışı

buz gibiydi kalbimi kırışı
gitti, kurumadı gözümün yaşı
niye gittin kadın, ne diye?
nasıl bulacağım sen gibi yoldaşı

tüfekle vurdum arkadaşım ulaşı
kulağımda hâlâ kurşunun göğü yırtışı
şaşkındı ya cakamın sebebine
böyle can verir insanın yakın arkadaşı


iki adet soğan başı
otuz falandı yaşı
kanmıştı ulaş denen kele
dul kalınca bıraktı nakışı

memleket divriği, yürektaşı
biraz uzun tutmuşum tanışı
yatacağım şimdi katil hükmüyle
aşık oldum kavradım başı

20 Ekim 2016 Perşembe

al yanaklım ben seninle

al yanaklım ben seninle
clubların yılanı olmam
seni istiklalde forda meze yapamam
zaten ne o öyle bangır bangır müzik
bangır bangır bedenler öyle terli
birbirine değen, çirkin.
yapamam.

mekanda şivas açtıramam
sivasta mekan kapatabilirim
çünkü bence şıkır şıkır insanlar
çatır çatır eğleniyorsa bebeğim
orada güneş batmıştır çoktan
yavrular alınmış snapler atılmıştır
ben seni mekana götürmem
çok gürültü var, çirkin.
edemem.

hadi diyelim götürdüm mekana
ya twerke özenir shotlara kanarsan?
düşünsene herkes, bakan bakana
utanırım söyleyemem gömülürüm birama
bebeğim cluba gidersek sigara içeceğiz
bok gibi servise çok para ezeceğiz
gel dalgamıza bakalım
akacaksak publara
konseptli barlara akalım

oh bebek konsepte doyalım

26 Kasım 2015 Perşembe

nihavend makamında sallanan bir salıncaktım, bir ağrı oturdu şuracığıma

çay içmeyi sevmiyorum
bok var çünkü çayda
şair adam çay içmek zorunda mı?
istemiyorum seninle yaşamayı
istemiyorum yaşlanmayı da.

düş ulan yakamdan artık
amına koyduğum evladı seni
banane duşunu düşlerle mi alırsın
götüme mi sokayım kırgın bir çiçeksen seni
inan umrumda değil çocukluk travmaların
banane evine alacağın davlumbazdan

bebek beni zorluyorlar anlamıyorsun
ağzımı bozduysam affet ağzıma sıçayım
lakin şiir sokak kadını mı mna koyayım
sokakta ne işi var diyorum anlamıyorsun
bebeğim anlamıyorsun

eskiyecekse allar hiç üstüme giymeyim
maziye dönüp içmek için
sardığın adıyaman tütününü hele
o tütünü var ya sevgili
o tütünü ben zincirli bir ay ışığında sikeyim

hayat kadını ol
hayatımın kadını olacağına



16 Kasım 2015 Pazartesi

sıcak havanın etkisiyle salınmak bir orman gibi hür


nihayetinde nasip oldu
ufkumu metanetle genleştirme
ve yüksek konveksiyon
gürültü, kaos, kestane
harlayanlar ve horlayanlar içinde
ısının naçiz kıllarımı okşayışı
mütemadiyen hayır diyemiyorum
sıcak sahlep yahut bir başkası
sıcak odanın dayanılmaz hafifliğiyle
açıldı basiretim saçıldı bakir etim
müthiş makinelerden kömür sobası olan
ve çocukluğum ve kovalarca kömür
ısıttı taşaklarımı bir ömür
ve pencereden dışarı bakıyorum
hoh diyiverip camlara
bakın nasıl anlatıyor galip yenilmez
küremeliyiz bu sonsuz beyazı
üstün makinelerle ve gözüpek
karı yatırmalıyız
yol kenarına

15 Kasım 2015 Pazar

arayış, mesih, yozgat ve tavuk döner üzerine

varoluşsal kaygılar bütünü
istisnalar ve müstesnalar
devinimsel acılar ve uçkurunda hayaller
derken mesken tutar aklımı fikirler
bugün oniki hayvanlı takvimin
tam onikinci günü
afedersin ama öküz gibi bir aydayız şuan
ülkü ocakları ve sol örgütlerde bayat çay
ve yozgat'ın meşhur tekirdağ köftesi
mesih kurtaracaksa yozgat'ı mı kurtarır
bütün diğer boklu topraklar da dahil
arayışım bu kez beni acıktırdı
sevgilim çok açım iki lira atıver
tavuk döner gömeyim
yoksa canın sağolsun sevgili
ben yine de gömeyim

perçinli bir heyecan ve akşamüstü gördüğüm fevkalade memelere güzellemedir

içişlerime karıştı memelerin
dışa bağımlıyım
geçtiğimiz akşamüstünden beri
ah kadın nasıl şeydi onlar
birini ötekine seçemem, küser
darılırlar seçim yaptım diye
bilesin ki ben ikisine de tavım

-tek tahrik unsurumsun kadın
benimle elektrik enerjisi elde edersin
bir kere siksem seni bebeğim
ruhuna yaş katılır
nepale falan gitmek istersin
gidersin de muhtemelen tutan yok
ah tutan yok
uzat tutayım ucundan
zeki müren şarkılarına bedelsin


manzaran tertemizdi fecri fezaya bağladın
arkanda eskiden bir yalı
eprimiş ruhuna dayalı
döşeli düşleri sermeliyim
bebeğim, şunu bilmelisin, ben seni
maslak'a beş durak kala sikmeliyim

-esenler garına da fitim